Oyun, öğrenme süreçleri açısından bakıldığında doğal bir besin kaynağı, psikolojik açıdan bakıldığında doğal bir iletişim aracıdır.
Öğrenme ortamlarında oyun çocuğun dört gelişim alanını (fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal) desteklerken, psikolojik iyi olma sürecinde çocukların kendilerini kolay ve rahat ifade etmelerine aracılık eder. Henüz yeni doğmuş bir bebek bedeniyle oyunlar oynayarak kendisini tanımaya çalışırken yaşla beraber oynanan oyunların niteliği ve çocuk için hizmet ettikleri amaç değişkenlik gösterir. Çocuk büyüdükçe bedeniyle oynadıkları oyunlar yerlerini nesnelerle oynan oyunlara, sembolik oyunlara, gruplarla oynanan “kurallı oyunlar”a bırakır. Türkçe’de “play” ve “game” ayrımını yapabileceğimiz iki farklı kelime olmamasından dolayı oyun kavramı sıklıkla karıştırılabilmektedir. Oyun terapisinden bahsederken ifade edilen “play therapy”dir.
Bu bağlamda oyun belirli özelliklere sahiptir:
+ Çocuklar gönüllü olarak oyun oynarlar. Oynarken amaçladıkları birincil şey keyif almaktır. Oyun kendiliğinden ortaya çıkar.
“Bir oyuncak
farklı bir gerçekliğe kaçıştır.”
Anthea Alley
+ Oyun sırasında çocuk aktif olarak sürece katılımcıdır. Tek başına oyun oynayan bir çocuk oyun alanını (ortamını) kendince yapılandırırken, başkalarıyla oyun oynayan bir çocuk sosyal ilişkilerini düzenleme becerilerini deneyimlerken aktif rol alır.
+ Çocuklar için oyun anlamlıdır. Oyunların içerikleri hem açık hem örtük anlamlar içerebilir. Çocuk yaşantısını oyunları aracılığıyla yeniden anlamlandırır ve bu anlamları diğerleriyle oyun aracılığıyla paylaşır.
+ Oyun çocuk için güvenli bir alan sağlayarak onun için bilinmeyen, risk teşkil eden, kaygı yaratan durumları yaşantılaması için gereken ideal bir ortam olma özelliği taşır.
Oyun Terapisi kuramsal yaklaşım, çocuğu ele alış felsefesi, ele alınan problemler ve oyun içeriğinin analiz edilişi açısından farklılaşma gösterir. Ülkemizde en sık uygulanan Oyun Terapisi türleri Yönlendirmesiz Oyun Terapisi (Non-Directive Play Therapy), Deneyimsel Oyun Terapisi, Bilişsel-Davranışçı Oyun Terapisi, Psikanalitik Yaklaşımlı Oyun Terapisi ve Theraplay olarak sıralanabilir. Filial Terapi’de anne-babanın sürece dahil edildiği bir çeşit oyun terapisi olarak ifade edilebilir.
Hem eğitim psikolojisinin felsefesiyle örtüşmesi hem de çocuğa kendini gerçekleştirme alanı sağlaması nedeniyle Psk.Dr. Billur Çakırer’in kullanmayı sıklıkla tercih ettiği yaklaşım Yönlendirmesiz Oyun Terapisi’dir. Dr. Virginia Axline tarafından uygulanmaya başlayan bu teknikte amaç çocukla olumlu ilişki kurarak ona güvenli bir ortam sağlamak ve bu ortam içerisinde kendisini ifade edebilmesini sağlamaktır. Çocuğu koşulsuz kabul eden terapist oyun sırasında onun verdiği role girmekle ve çocuğun oyun davranışlarını ona yansıtmaktan sorumludur. Terapistin yansıtmaları çocuğa farkındalık kazandırarak kendi problemlerini güvenli ortam içerisinde farklı çözüm yollarını deneyimleyerek kendisini daha iyi hissetmesinin önünü açar.
Oyun Terapisi 3-12 yaş arasındaki çocuklar için etkili bir yöntemdir. Bir çocuğun Oyun Terapisine yönlendirilmesi çocuk psikiyatristleri tarafından yapılabileceği gibi psikologlar tarafından da yapılabilir. Depresyon, kayıp ve yas, sosyal uyum problemleri, konuşma güçlükleri, seçici mutizm (konuşamama), enürezis (alt ıslatma) ve enkoprezis (dışkı kaçırma) problemleri, korku ve kaygı, istismar ve ihmal, saldırganlık ve karşıt gelme davranışları, bağlanma güçlükleri, ebeveyn ayrılıkları ve boşanma süreçlerinin iyileştirilmesinde kullanılır.
Oyun odasının sadece üç kuralı vardır:
+ Kendine zarar veremezsin.
+ Oyun odasındaki oyuncaklara zarar veremezsin.
+ Terapiste zarar veremezsin.
Bu üç kuraldan birini bozan çocuğun terapi seansı o günlük sona erdilir. Bir dahaki seansın başında (her seansta olduğu gibi) kurallar tekrarlanır. Oyun odasına giren çocuk oyun terapisi için özel olarak seçilmiş olan oyuncaklardan ihtiyacı olanları seçerek 50 dakikalık süresi dolana kadar istediği gibi oynayabilir. Sürenin bitmesine 10 dakika ve 5 dakika kala çocuğa bilgi verilir. Seans sonunda oyuncakların toparlanıp eski yerlerine koyulması çocuğun sorumluluğundadır.
5-6 seans oyun terapisinden sonra bir seans aile görüşmesi olarak planlanır. Bu görüşmelerde ailelere çocukların oyunlarından veya içeriklerinden bahsedilmekten ziyade aile ile çocuğun süreç içinde ne gibi değişiklikler yaşadığıyla ilgili bilgi alış verişi yapmak hedeflenir. Oyun terapisinin kaç seans sonra sonlandırılacağını önceden söylemek güçtür. Çocuğun özellikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kısa sürede tamamlanan süreçler olduğu gibi daha ağır profil çizilen durumlarda senelerce sürebilir. Başlangıçta haftada bir planlanan seanslar ileriki aşamalarda iki haftada bir, ayda bir, 3 ayda bir gibi yapılandırılabilir. Oyun terapisinin etkilerini görmeye başlamak için en az 10-12 seans gereklidir demek yanlış olmayacaktır. Terapi sürecinin ne zaman sonlandırılacağına terapist ile ebeveynler ortak karar verir. Vedalaşmadan önce son bir kapanış seansının yapılması çocuğun güvenini zedelememek açısından önemlidir.
Oyun Terapisi almadan önce çocuk mutlaka uzmanlar tarafından yapılmış psikolojik değerlendirme sürecinden geçmiş olmalıdır. Oyun terapisi alma kararı verildikten sonra uzman seçimi çok önemlidir. Her çocuk psikoloğu oyun terapisti olmadığı gibi, her oyun terapisti de çocuk psikoloğu değildir. İdeal olan çocuk alanında uzmanlaşmış bir psikoloğun veya psikolojik danışmanın kullandığı oyun terapisi yaklaşım ile ilgili ayrıntılı ve uzun soluklu eğitim almış olanını seçmektir. Kullandığı oyun terapisi yaklaşımını neden seçtiğini bilen ve çocuğa nasıl bir fayda sağlayacağı konusunda farkındalığı olan uzmanların farklı çocuk profilleri için farklı oyun terapisi teknikleri kullanabilme, oyun terapisini farklı yöntemlerle destekleyebilme esneklikleri olacaktır.
Bu yazıda değinilmeyen ancak gerekli durumlarda Psk. Dr. Billur Çakırer’in kullandığı Bilişsel-Davranışçı Oyun Terapisi ve Yönlendirmesiz Oyun Terapisi’yle ilgili daha detaylı yazılar için blog kısmını takip edebilirsiniz.
*Yönlendirmesiz oyun terapisiyle ilgili Virginia Axline’ın yazdığı kitaplar:
Play Therapy - The Inner Dynamics of Childhood
Dibs in Search of Self: Personality Development in Play Therapy