Öğretmenleri Görünür Kılmak

Sınıf, bir öğretmenin sahnesidir, her ne kadar çoğu zaman sanatçı olduğu bir çoğumuz tarafından farkedilmese de. Sanatçılar nasıl sancılı bir yaratıcılık sürecinden sonra eserlerini ortaya çıkarıyorlarsa, öğretmenler de onlar gibi sancılı bir yaratıcılık sürecinden geçerler. Bir insanın hayatına dokunmak bile o kadar zorken, öğretmenler hayatları boyunca yüzlerce insanın hayatında izlerini bırakır. Bu sancılı süreçte çoğu zaman çatışma ortasında kalan savunmasız sivillere benzerler. Ön cepheden sürekli değişen mevzuat ve eğitim sistemi, sağdan okul yönetimi, soldan veliler, arkadan öğrenciler dört bir koldan sıkıştırırlar öğretmenleri. Herkes öğretmenlerden süper güçlü kahraman olmalarını beklerken, öğretmenlerin beklentilerini kimse sormaz. Sormaz çünkü öğretmenlerin sahip olduğu en talihsiz süper güç görünmezliktir. Kültürümüzün bir parçası olsa gerek, översek şımarırlar diye düşünmekten öğretmenlerin performanslarıyla ilgili geri bildirim cimriliğini sıklıkla deneyimlerler. Bazen de, tam tersine, öğretmenler kendilerini dış dünyaya kapatırlar. Kim bilir, her eleştiri onların otoritesini ya da uzman profillerini sarsabilecek bir potansiyel tehlike anlamına gelebilir. Oysa ki yaptıkları güzel çalışmaların, yarattıkları farklılıkların görünürlük kazanması onlardaki bu tehlike algısını olumlu yönde etkileyebilir. Öğretmen olmak demenin her şeyi bilen kişi olmak anlamına gelmediği bir dönemde yaşıyoruz artık. Her türlü bilgi bir kaç tuşla parmaklarımızın ucundayken artık bilgiyi aktarmanın değil bilgiyi işlevsel hale dönüştürmenin çağındayız. Yaratıcılık güçlerinin farkında olan ve bunu sınıflarına taşıyan öğrencilerine öğreten değil, onlarla öğrenen, bilmediklerinin ortaya çıkacağından korkmayan, geri bildirimden beslenen, mesleklerini seven öğretmenlerin görünürlük kazanmalarının zamanı geldi. Bu görünürlük sürecinde iksir etkisi yaratan kişi olarak mesleki gelişim uzmanının rolünü tanımlamak eğitim kurumlarına ve öğretmenlere nereden başlayabilecekleri konusunda bir fikir verecektir.

Eğitim sektöründe çalışan mesleki gelişim uzmanları öğretmenlerle birlikte öğrenen, onlara tarafsız gözle bakan, onları yermek yerine öğretmenlik mesleğini sergilerken ortaya koydukları olumlu noktaları vurgulayarak fark yaratabilecek uygulamalarıyla ilgili bilinç kazandırma ve bunların sınıf ortamlarına yansımasını pekiştirmek görevlerini üstlenirler. Bu görevleri yerine getirmeleri için gerekli olan başlıca üç yetkinlik iletişim, tasarım ve araştırma olarak özetlenebilir. Mesleki gelişim uzmanları etkili iletişim dili kullanarak meslektaş koçluğu (psikolog meslektaşlarım bu kelimeyi pek sevmezler gerçi) yaparlar. Meslektaşlarının ihtiyaçları doğrultusunda eğitim tasarlayıp uygulamasını yaparlar. Eğitim uygulamalarını teorik bilgi ile birleştirirler, bilimsel bilgiyi alan deneyimiyle destekleyen araştırmalar yaparak öğretmenlerin en güncel bilgileri öğretmenlik uygulamalarına aktarmalarının ve alanda ilerleme kaydetmeleri için onların yollarını açarlar.

Peki siz hiç kendinizi düşündünüz mü?: bir öğretmen olarak geri bildirime ne kadar açıksınız ve sınıfınızdaki öğretmenlik uygulamalarınız sırasında ortaya koyduğunuz güçlü yönlerinizin ne kadar farkındasınız. Unutmayın, öğretmenlik tükenmişlik sendromuna en açık mesleklerden biridir. Erken tükenmekten korunmanın yolu meslek hayatına sürekli olarak yenilik katmaktır. Bu yenilik kazanım sürecinde de meslektaş desteğinin önemi hep hatırlanmalı.